Sayfalar

4 Haziran 2011 Cumartesi

Pulp Fiction

http://www.imdb.com/title/tt0110912/

  Bu yazı söz konusu film hakkında önemli bilgiler içermektedir. Eğer filmi izlemediyseniz okumayınız ama belki okuyabilirsiniz de.  

  1994 yılıında Quentin Tarantino tarafından çekilmiş, boşrollerini Uma Thurman, Samuel L. Jackson, John Travolta ve Bruce Willis'in paylaştığı bir başyapıt.

   154 dakika boyunca size tamamen eğlence vadediyor film. En azından ben izlerken inanılmaz eğlendim. Özellikle Jules(Samuel L. Jackson) karakteri harikaydı. Ayrıca Quentin Tarantino'yu bana sevdiren filmdir. Zaten Quentin Tarantino'yu bugünlere getiren film olmuş. Bu filmden sonra kendisinin tüm filmlerini izlemeye koyuldum. Yani bağımlılık yaratabiliyor .:)

  Konuya bodoslama dalarak herkesin merak ettiği çantadan girmek istiyorum. Bu konuda çeşitli teoriler mevcut. Kimisi içinde Oscar ödülünün olduğunu ve Quentin Tarantino ödülü kazandığında ortaya çıkarmayı planladığını ancak kazanamayınca bir sır olarak kaldığını, kimisi ise sadece seyirciyi meraklandırmak için oraya konduğunu düşünüyor. Bu bakıma çanta tamamen sizin hayal gücünüze kalmış oluyor.


  Filmin konusuna gelecek olursak... bence gelmeyelim. Çünkü gelirsek bu yazı uzaaaar gider. o kadar çok karakter, o kadar çok konu var ki düzgün bir biçimde anlatabilmek çok zor. üstelik film ana bir konu ve onun etrafında gelişen olaylar şeklinde çekilmemiş. adı üstünde, üzerinde kafa yorulacak bir senaryosu yok, zaten amacı da bu değil


  Film çok iyi kurgulanmış. Önce verilen alakasız bölümden sonra arkasından geleni görünce insan bir aydınlanma yaşıyor resmen. Filmin çok iyi olan diğer bir yönü ise diyaloglar. Özellikle Vincent ve Jules'un arasında geçen konuşmalar inanılmaz güzellikte. The Godfather'da her biri aforizma olabilecek 'vaaaaay ne güzel söylemiş' şeklinde tepki verilebilecek diyaloglar varken aksine bu filmde seyirciye bu tepkiyi verdirtmemesine rağmen  konunun içine öyle bir çekiyor ki 10 dakikalık konuşmalar sanki bir an içinde konuşulmuş gibi geliyor. Vincent ve Jules'un ayak masajının bir anlamının olup olmadığı tartışması ve üstlerine mermi boşaltılmasına rağmen tek birinin isabet etmemesini birinin tesadüf diğerinin Tanrı tarafından gelen bir mucize olarak görmesi buna iyi bir örnek teşkil ediyor. İkisinin en iyi diyaloğu ise şüphesiz arabayı temizlerken yaşanan tartışma. O bölümü geriye sarıp sarıp tekrardan izledim.


  Diğer tarafta Butch var tabii ki. Marsellus'u satan boksörümüz. Aslında bence buna Marsellus kendisi neden oldu, biraz da Vincent. Çünkü adamı o kadar ezdiler ki o da dayanamayıp yenilmesi gereken boksörü öldürdü. Babasının saatinin hikâyesi de iyiydi.


  Bu yazıyı okuyorsanız büyük ihtimalle bu filmi zaten izlemişsinizdir. O yüzden tavsiyem şu; tekrar izleyin. Ha eğer izlemediyseniz kesinlikle izleyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder