Sayfalar

20 Şubat 2012 Pazartesi

The Meaning of Life

http://www.imdb.com/title/tt0085959/

  Bu yazı söz konusu film hakkında önemli bilgiler içermektedir. Eğer filmi izlemediyseniz okumayınız ama belki okuyabilirsiniz de.

  1983 yılında çekilmiş bir Monty Python filmi daha. Diğerlerine göre komedi düzeyi daha düşük ancak eleştiri yönü daha yüksek.


  Kesinlikle yüksek zeka ürünü olan bir film olmuş The Meaning of Life. Başta verilen kısa filmde binanın gerçektende demir alıp gitmeye başladığı anda 'Oha oha noluyo lan!?' demeye başladım. Çok yaratıcı bir bölüm olmuş orası. Ayrıca adamlar filmin ortasında durup seyirciye 'Balığı bulun.' diyorlar. Bu kafaya sahip olmak çok kolay bir şey olmasa gerek.


  Filmde çocukların dersten önce sus pus oturup hocanın geldiğinin duyulmasıyla şımarmaya başlamaları bence en komik sahneydi. Onun dışında Ortaçağ İngiliz zindanları tarzında döşenmiş, içinde felsefi sohbetler yapılan restoran da çok iyiydi. Mr. Creosote'nin bölümü ise gayet iğrençti. Yalnız o bölümden sonra bir komediden beklenmeyecek şekilde sürükleyiciydi film. Tabii ki hayatın anlamını bu film sayesinde çözemeyecektik ama acaba onların akıllarından nasıl bir tanım geçti diye merk etmedim de değil. Garsonun arkasından onu takip etmemiz, bizi sürekli bir yerler doğru götürmesi bayağı merak uyandırdı açıkçası. Sonunda da 'Siktirin gidin!' dedi bize ama olsun.


  Bu filmin de sonunu çok güzledi. Hayatın Anlamı'nın bir zarf içinde getirilmesi eve içinden çıkanlar: İyi davranmaya çalışın, yağ yemekten kaçının, kitap okuyun, yürüyüşe çıkın, inancı ve memleketi neresi olursa olsun, herkesle huzur ve uyum içinde yaşayın.


  Ve bu sözlerin arkasından gelen, sansürcüleri kızdırmak için kullanılan penis fotoğrafları. Tabii fotoğraflar gerçekten gelmedi ancak bu iki cümleyi de arka arkaya kullanmışlar. Ve şu anda televizyonun içindeki durumu adamlar yaklaşık 30 yıl önceden belirtmişler, takdir edilesi. Filmde rol alan balıklara da ayrıca teşekkürler.

 

Life of Brian

http://www.imdb.com/title/tt0079470/

  Bu yazı söz konusu film hakkında önemli bilgiler içermektedir. Eğer filmi izlemediyseniz okumayınız ama belki okuyabilirsiniz de.

  1979 yılında çekilmiş, yönetmenliğini Terry Jones'un yaptığı, kadrosunda Graham Chapman, John Cleese ve Michael Palin gibi isimlerin olduğu absürt komedi.

  İngiliz komedisinin şu ana kadar keşfettiğim en iyi grubu olan Monty Python tarafından ortaya çıkarılmış Life of Brian. Bu grup öyle bir grup ki, komedi dalında en sevdiğim filmler arasında ilk iki sırayı Monty Python filmleri alır. Bunlardan biri de bu işte.


  Bilmeyen varsa, bu adamlar işin içine absürtlük katarak aklınıza gelebilecek her türlü oluşumu eleştirir, bu oluşumlarla dalga geçer. Eğer sizin de komedi anlayışınız yapılan saçmalıklara gülmekten geçiyorsa bu film ve diğer Monty Python filmleri tam size göre. Çünkü hepsi birbirinden saçma. Yalnız yanlış anlaşılma olmasın. İşlenen konulara bakıldığında gayet gerçekçi temalar var. Sadece o konuların işleniş biçimleri farklı. Filmi güzel kılan şey de bence bu.


  Geçelim filme. Geçelim de ne anlatacağım ki ben şimdi? Dinlerle dalgalarını geçmişler işte. Sürekli oraya buraya göndermeler var. Bütün film de bundan ibaret. Anlatılmaz yaşanır derler ya öyle bir film olmuş. Anca hoşuma giden sahneleri belirtebilirim burada. Onun da yazıda ne kadar komik durabileceği büyük bir muamma.

  Neyse, aklımda kalan birkaç örneği vermeye çalışayım. Direkt filmin başında yarıcı bir sahne var zaten. Eve üç bilge geliyor, Brian'ı kutsamaya. Brian daha bebek tabii. Başında da annesi var. Adamlar içeriye sessizce girip geldiklerini belli etmek için hafifçe öksürdüklerinde Brian'ın annesi şöyle bir dönüp bakıyor ve küüüüt!!! sandalyeden düşüyor. Ahaha ne diye düşersin be kadın? Ne alaka yani? Eeeh işte öyle.


  Yine başlarda bir kadının seslendirdiği bir şarkı var. Sözler filme uygun olacak derecede saçma olsa da melodisi ve müziği çok hoşuma gitti nedense.

  İnsan taşlama sahnesinde de erkek kılığına girmiş kadınların daha taşlama başlamadan önce taş atanları ispiyonlarken ince seslerle 'She! She!' diye bağırmaktan kalın seslerle 'He! He!'ye dönmeleri de güzeldi. Bir de o kadınlardan biri Brian'ın annesi. Onu da bir erkek canlandırıyor. Yani şöyle bir durum var: kadın rolünü canlandıran erkek, filmde sakal takarak erkek gibi görünmeye çalışıyor. İşte absürt komedi bu! Merhaba ben Murat Kosova.


  Vallahi filmin sonunu çok beğendim. Çarmıha gerilmiş adamlar ve hep birlikte always look on to bright side of life'ı söylüyorlar. Negzel. Absürt komedi seviyorsanız mulaka izleyin, izlettirin.