Sayfalar

9 Temmuz 2011 Cumartesi

The Lord of the Rings: The Return of the King

 http://www.imdb.com/title/tt0167260/

  Bu yazı söz konusu film hakkında önemli bilgiler içermektedir. Eğer filmi izlemediyseniz okumayınız ama belki okuyabilirsiniz de. 

  2003 yılında Peter Jackson tarafından çekilmiş, serinin üçüncü ve son filmi.

  The Two Towers'ı yorumlarken üç buçuk saatin bir film için çok uzun bir süre olduğundan bahsetmiştim. Sanki inat yapar gibi bu film tam dört saat. Evet, dört saat. Tabii benim izlediğim filmler extended versiyonları. Yani sinemada gösterilmeyen, çekilmiş ama daha sonra filmden çıkarılmış kısımlar da var. Sinema versiyonları daha kısadır ama ona rağmen yine de uzun. Ayrıca filmlerin sonuna da öyle bir jenerik eklemişler ki gelen geçen herkesin ismini yazmışlar. Yaklaşık 25 dakika sürüyor. Yalnız biraz da anlamak lazım. Sonuçta bir çok hayranı olan bir roman serisini fazla eksiltmeden, önemli detayları atlamadan anlatmak gerekiyor. Bu da kolay bir iş değil.


  Üç film hakkında genel olarak konuşursak; bildiğimiz üzere bu seri J.R.R. Tolkien'ın kitaplarından alıntılama. Bunun sonucunda herkes kitap ve filmi karşılaştırıyor. Daha doğrusu filmin kitabın yanında kalan eksikliklerinden bahsediyor. Genel kanı, filmin kostüm, atmosfer, efekt bakımından harika olmasına rağmen karakterlerin işlenişinde büyük eksiklikler olduğu yönünde. Ben de buna katılıyorum. Kitapları okumadım, ama sadece filmlere bakıldığında bile bu anlaşılıyor. Faramir'in ezik kalması, Sam'in takdir ettiğin ancak anlaşılamayan bağlılığı, Gandalf'ın gücünün belirsizliği vesaire. Kısacası seriye sinematografi açısından senaryoyu hiç katmadan bakarsak büyük eksikler bulamayız. Ancak işin içine senaryo ve karakter anlatımı girdiğinde işler biraz sarpa sarıyor. Buna rağmen Peter Jackson toplamda 17 oscar aldırarak büyük bir başarıya imza atmış.


  The Return of the King'in başında görüyoruz ki Gollum yüzüğü bulmamış, yüzüğü bulan kardeşi Deagol'dan, onu öldürerek, yüzüğü almıştır. Buraya kadar ilk iki filmde Gollum'a bakışım nötrdü. Ne iyi ne de kötü diyebiliyordum fakat bu sahneyi görünce kendisini tamamen defterden sildim. Daha sonra Frodo'yu Sam'e karşı doldurmaları da hiç yakışmadı. Buradan kendisini filmin aç gözlü şerefsizi ilan ediyorum. İlk iki filmde ve üçüncü filmin başına kadar hayat Merry ve Pippin'e güzelken devamında önemli roller üstlendiler. Örneğin, Pippin savaş öncesi işaret ateşini yakarak Rohan'ın yardıma gelmesini sağladı. Her ikisi de ufacık boylarına bakmadan savaş meydanında cesurca savaştılar. Saruman'ın gebermesi yaptıklarından sonra iyi oldu. Savaşın yaklaşmasıyla ilk savaşta Rohan'a yardıma gelmeyen Gondor'a tepkili olan Theoden yardım isteğine cevap olumlu vererek içimizi rahatlattı. Getirdiği süvari sayısı kayda değer biçimde fazlaydı. Savaş sırasında Legolas'ın o dev fillerin üstüne çıktığı bir sahne var. Fantastik bir film olması rağmen o sahne çok abartılıydı bence. Öeeehhh dedirtti yani. Savaşı kazandıktan sonra ise Gimli ile girdikleri içki yarışında gösterdiği üstün başarı ise gülümsetti. Orklar Frodo'yu ele geçirdiklerinde işi bitti herhalde diye düşündüm. Ama mal Orklar ve Sam sayesinde kurtulmayı başardı. Yaaa Frodo Efendi iki dakikada dolduruşa gelerek sattın Sam'i. O olmasaydı iki adam atamazdın, dingil!


  Gondor'un Efendisi, tahtın kral gelene kadarki koruyucusu Denethor'a çok uyuz oldum. Varsa yoksa Boromir'i öv, Faramir'i yer. Tamam ilk filmde Boromir'i bende çok sevmiştim de insan oğluna yapmaz ki böyle. Faramir aslanlar gibi gidip savaştı, Frodo'ya yardım etti. Bir de diri diri yakmaya kalkıyor çocuğu ya! En son görüldüğünde uçan bir alev topuydu. O da ölünce Faramir adına sevindim.

  Gimli'nin Frodo'ya yardım etmek için açılması düşünülen savaş için 'Kesin ölüm, düşük başarı ihtimali. Ne bekliyoruz?' demesi son filmin en komik sahnesiydi.

  Eomer de gücünü yine gösterdi. Altlarındaki atlarla birlikte neredeyse durdurulamıyorlar.


  Eomer'in kardeşi Eowyn'e değinmezsek olmaz. Bugüne bugün Nazgûl öldürmüş bir kadın. Helal olsun sana. Yalnız Aragorn'a yavşaması gözlerden kaçmadı. Rakibin Arwen  kızım senin. Tanımıyorsun ama neyse... Faramir de yakışır sana. Serinin en sevdiğim karakteri sen oldun.


  Filmin sonunda artık herkes mutluydu. Rosie ve Sam evlenmiş, atılan çiçeği Pippin yakalamıştı. White Tree of Gondor veya diğer adıyla The Tree of the King, Aragorn'un kral olmasıyla tekrar açtı. Aragorn Arwen'ine kavuştu. Bilbo ve Frodo ölümsüzlüğe gittiler. Daha önce krala ihanet ederek lanetlenen askerler azat edildi.


  Sonuç olarak üç film arasından ben en çok birinci filmi beğendim. Daha sonra sırasıyla üçüncü ve ikinci. Bunun dışında The Lord of the Rings serisi fantastik sinema tarihinin en önemli serilerinden biri. Mutlaka izleyin, yalnız extended versiyonu olsun. :)

  Konuya eklemek için o kadar çok ekran görüntüsü almışım ki hepsini konu içine dağıtamadım :) Kalanları eklememeyi de içim el vermedi. Onları da en sona ekliyorum bu yüzden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder