Sayfalar

16 Şubat 2012 Perşembe

One Flew Over the Cuckoo's Nest

http://www.imdb.com/title/tt0073486/

  Bu yazı söz konusu film hakkında önemli bilgiler içermektedir. Eğer filmi izlemediyseniz okumayınız ama belki okuyabilirsiniz de.  


  1975 yılında Milos Forman tarafından çekilmiş, Jack Nicholson, Danny DeVito ve Louise Fletcher gibi isimlerin rol aldığı 5 Oscarlı film.

   Filmin başında görüyoruz ki hastane, bir düzeni olan, içerisinden basketbol sahası, televizyon gibi hastaların eğlence araçlarını bulunduran, hemşirelerin hastalarla ilgili olduğu, arada sırada hastaların otobüsle gezmeye çıkabildiği, görünüşte çok iyi bir yer. Film devam ettikçe anlıyoruz ki aslında hiçbir şey göründüğü gibi değil(fiyakalı bir cümle oldu bu).


  Hastalar da gayet zararsız, kendi kendilerine takılan insanlar. Hatta birçoğu orada zorla değil, kendi istekleriyle duruyorlar. McMurphy'nin gelişiyle artık onların dilinden anlayan biri de aralarına katılmış oluyor. Hem kafası çalışan hem de diğerlerine hasta gözüyle değil de normal birer arkadaşmış gibi davranması hepsinin ilgisini çekiyor. Zaten Şef'i de konuşturmasının en büyük nedeni bu. Herkes Şef sağır ve dilsiz diye onunla iletişim kurmaya hiç niyetlenmezken McMurphy sanki o zaten duyuyormuş gibi davranarak onunla anlaşmayı başardı. Aslında McMurphy'nin karakterini en güzel anlatan bölüm, iddiaya girdiği çeşmeyi kaldıramadıktan sonra söylediği o sözlerde saklı: ''En azından denedim.'' Adam başaramasa bile sürekli bir şeyler deneme peşinde.


  Hastanedeki diğer hastalara geldiğimizde ise, onlar da birbirinden değişik ve güzel karakterlere sahipler. Bir kere oyunculuklar harika. Onu belirteyim. Hepsi de rollerinin hakkını vermişler. Örneğin Bill o kadar güzel kekeme konuşuyor ki onun takıldığı yerlerde insanın biraz daha ekrana yaklaşıp 'Ha gayret ha çıktı ağzından, hıh söyledin işte.' diyesi geliyor. Taber zaten bir troll simgesi olmuş. Kim bir şey anlatsa hemen onun aleyhinde, söyleyecek ve sinirini bozacak bir şey bulabiliyor.


  Kişisellik dışında bir grup olarak da, McMurph'nin uyandırmasıyla, hayattan daha fazla zevk almayı başarıyorlar. Kart oyununda birbirlerine kuralları öğretmeye çalışmaları, basketbol oynarken Şef'in potanın içinden top çıkarmasına rağmen aldırmayıp 'delice' sevinmeleri, Hemşire Ratched'in izin vermemesine rağmen McMurphy'nin spikerliği eşliğinde sanki maçı izliyormuşçasına heyecanlanmaları mutlu olabilmelerinin ne kadar kolay olduğunu gösteriyor.


  Filmin klişe bir tabirle 'kurulan düzene karşı çıktığı' zaten biliniyor. Bunu da ince ince işleyerek çok güzel bir biçimde anlatmışlar. Ha benim filmden çıkardığım nedir? Bence, insanlara kurulu düzenin karşısına çıkmanın ne gibi sonuçlar doğuracağını göstermeye çalışmışlar. İyi veya kötü. Çünkü ikisi de var. Zaten McMurphy'i başta çok çalışmak istemediği ve kendi kafasına göre hareket ettiği için o hastaneye tıktılar. Diğerleri de kendi istekleri doğrultusunda gelmelerine rağmen Hemşire Ratched'in kendilerini dinliyormuş gibi davranıp aslında onlara oraya ait olduklarını düşündürtmesiyle arada kalmış insanlar. Cheswick'in sigaralarını geri isterken kullandığı sözler de buna biraz da olsa karşı çıktığını gösteriyor. Sigaralarına başkaları tarafından el konulmuş, canları ne zaman isterse çıkarıp birkaç tane veriyorlar. O da bunun yanlış olduğunu kendince belirtmeye çalıştı. Sonunda da kurulan düzene karşı çıkmanın cezası olarak elektroşoku yedi. Billy anne korkusunun yanında Hemşire Ratched'in kural takıntısıyla öldü, ufak bir tartışmada sesleri kesildi, McMurphy'e lobotomi yapıldı ama bütün bunlara rağmen McMurphy'nin inatçılığıyla bir kişi de olsa oradan uzaklaşmayı başarabildi. Belki Şef'in kaçışını gören diğer hastalar da ileride bu içgüdüyle hareket edebilecekler. McMurphy kendisi için olmasa da diğerleri için bir şeyler başarabilmiş oldu böylece.


  Hemşire Ratched ile ilgili de birkaç şey söylemezsem olmaz. Bence bu kadın içinde kötülük olan biri değildi. McMurphy'e karşı kişisel bir kini olabilir belki ama genel olarak hastaların kötülüğünü isteyen biri gibi gelmedi bana. Sadece kendi düşünceleri doğrultusunda çok yanlış kararlar veren biriydi. Hepimizin hayatında da vardır böyle birileri. Okulda falan görmüşsünüzdür böyle öğretmenler. Disiplin uğruna her şeyi yaparlar. Ama onların düşüncesine göre bu yanlış değildir. Sadece insanların bu şekilde daha iyi olabileceğine inanırlar.


  Diğer hemşireyi de Lily Allen canlandırıyordu. O da dikkatlerden kaçmadı. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder